Yavuz Alogan
Sosyal medyaya son zamanlarda farklı gözle bakmaya başladım. Özellikle tivitır (cikcikleme) denilen iletişim sistemi, eğer dikkatli biriyseniz, küresel ve ulusal planda sürekli kamuoyu yoklaması yapma imkânı sağlıyor. ABD Başkanı bir tivit atarak Venezuela’da binlerce insanı sokakta karşı karşıya getirebiliyor. Bütün ülkeler ve halklar bu olaya göre saflara ayrılıyor; bakış açıları, niyetler, gelecekteki olaylar karşısında olası davranış biçimleri açığa çıkıyor. Kaleydeskop (çiçek dürbünü) gibi; küçük bir dokunuş şekillerin ve renklerin dizilişini anında değiştirebiliyor. Bu medya sistemi geleceğin devrim ve karşı devrimlerinde çok önemli rol oynayacak.
Mesela ülkemizin ünlü gazetecilerinden biri, hemen bir tivit atmış: “Venezuela denilen ülkede, ortalama vatandaş vücut ağırlığından 8 kilo kaybetti son 3 yılda.” Vah vah!
Bunu nasıl ölçmüş olabilirler? Gerçi Maduro yönetimi gıda maddesi tedarikini ithalata bağladığı için petrol fiyatındaki dalgalanmalar gerçekten de halkın kilosunu etkilemiş olabilir. Fakat 8 rakamını nasıl buluyorlar?
CIA mesela bizim için şöyle düşünüyor olabilir: Türkiye’de insanlar AKP döneminde ortalama 4 kilo aldılar; onların ekonomisini mahvettiğimizde tam 6 kilo verecekler! Ya da Venezuela halkına: Maduro’yu devirirseniz size bol miktarda hamburger mayonez sosis göndeririz, verdiğiniz kiloları geri alırsınız. Öyle mi?
Nitekim Pompeo, Venezuela’ya anında “20 milyon dolardan fazla insani yardım” göndereceğini ilan etti. “Bolivarcı devrimden vazgeçersen sana köfte maydonoz, biftek mayonez veririm” diyor! Sonra bakacaklar herhalde, halk kaç kilo aldı diye! Trump’ın tivitiyle karşı devrimin başına geçen Juan Guaido, Bolivarcı devrimi yok etmeyi başarırsa, şöyle diyebilir: Bolivarcılar yüzünden 8 kilo kaybettin ey halkım, şimdi 10 kilo alacaksın!
Yeni parametre: Halkın Kilosu!
Halkın kilosu yeni bir parametre. Aynı zamanda kusursuz bir postmodern ölçme ve değerlendirme aracı. Bütün tarihsel süreçleri halkların kilosuyla açıklamak mümkün.
1968 yılının Ocak ayında Vietnam Halk Ordusu Tet Saldırısı’nın ardından Saygon’a girdiğinde Amerikan Conileri arkalarında 58 000 ölü Yankee askeri bırakarak elçilik damlarından salkım saçak helikopterlere binip canlarını kurtarmaya çalışıyorlardı. O sırada Vietnam halkı kaç kilo çekiyordu? Gözümün önüne Ho Şi-minh ile General Nguyen Giap’ın yan yana fotoğrafı geliyor. İkisi de çiroz gibi.
Bolivya dağlarında Che Guevara kaç kilo verdi? La Higuera’da kurşuna dizilmeden hemen önce semiz CIA ajanlarının arasında çekilen fotoğraflarına bakın! Küba devrimi ve ardından gelen ambargo sırasında Küba halkı kaç kilo verdi? Peki ya Rus İç Savaşı (1918-1922) sırasında Rus halkı? Sadece Beyaz Ordu’yla değil, açlık ve olağanüstü kıtlıkla savaştılar. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında bizim halkımız kaç kilo verdi? On beş gün boyunca at sırtında ve yayan, süngüyle tüfekle savaşarak İzmir’e doğru 500 km ilerlediğinizi düşünün. Fazla kilolarınızdan kurtulursunuz!
Strateji ve Yarım Devrim
Olaya kilo açısından değil de stratejik açıdan baktığımızda, ABD’nin İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma ihtimaline karşı bir önlem olarak Venezuela petrollerine el koymak istediğini, petrolün arzını artırarak fiyatını düşürüp Rusya ve İran’ı ekonomik bakımdan “mahvetme” planını bir üst evreye taşımaya çalıştığını görüyoruz. Son sözü Venezuela Ordusu söyler. Nitekim meçhul şahıslarla konuşan Deutsche Welle alt rütbeli askerlerin Maduro’ya desteğinin “tam olmadığını” söyleyerek ortaya bir kılçık attı.
Yarım devrim olmaz. Nicaragua’da (1979) da olmamıştı. Maduro ve Ordu komutanlarının Chavistleri hızla silahlandırarak Bolivarcı Devrim’i tamamlamaları gerekir. Kilo kaybetme pahasına!
Bu kilo meselesine kafayı taktım. Dünya halkları Amerikan emperyalizminden kurtulmak için kaç kilo verecek? Şu Pompeo’ya bakın mesela! Bir insan nasıl bu kadar semiz olabilir? Tombul çocuk yarışmasında ödül kazanmış gibi dolaşıyor, eski CIA başkanı… Aydınlık, 28. 01. 2019